28 Nisan 1986’da Forsmark Nükleer Enerji Santralı’nın bulunduğu İsveç’in, Stokholm şehrinde güneş normal bir güne doğmuştu.Öğleyin vardiya değişimi için santrale giren işçiler radyoaktiviteyi ölçen aletlerin önünden geçerken birden sirenler çalmaya başladı. Kısa bir süre içinde nükleer sızıntının santralden kaynaklanmadığı anlaşıldı; radyoaktif parçacıklar, işçilerin dışarıdayken ayakkabılarına bulaşmıştı. Peki, nerede işler ters gitmişti? Böylece nükleer radyasyonla kirlenmiş hava parselleri 3 Mayıs 1986 Cumartesi günü Batı Trakya’ya, 4 ve 5 Mayıs günü Batı Karadeniz’e, 6 Mayıs günü Çankırı üzerinden Sivas civarlarına, 7-9 Mayıs tarihlerinde (yani kazadan 10 gün sonra) Trabzon-Hopa arasına ulaşmıştı... Lawrence Ulusal Laboratuarı’nın hazırladığı bir haritaya göre de Çernobil kazasından 10 gün sonra, radyoaktif parçacıklar yukarı seviye rüzgârları tarafından seyrelerek Türkiye’nin ve dünyanın her tarafına yayılmıştı. Böylece, sanayi tesislerindeki ve nükleer santrallerdeki bir kaza (veya savaş) anında önlem alınabilmesi için, atmosfere karışacak olan kimyasal ya da nükleer kirleticilerin kısa ve uzun mesafedeki taşınımı belirlenebilmekte ve hava parsellerinin takip edebileceği yörüngeler saptanarak yerleşim bölgeleri ya zamanında tahliye edilmekte, ya da halk “yerinde sığınak”prosedürünü uygulaması için uyarılmakta... (Örneğin, 17 Ağustos depreminde rüzgâr lodostan esseydi, Tüpraş yangınından kaynaklanan zehirli duman huzmesinden yöre halkı nasıl korunabileceğini biliyor muydu? Şimdi biliyor mu?) Ülkemizde ise bu işleri yapmak üzere çalıştırılması gereken meteoroloji mühendislerinin oranı Meteoroloji’de bile sadece yüzde üç gibi traji-komik bir rakamda bırakılmıştır! Petro-kimya tesislerimiz ve Afet İşleri Genel Müdürlüğümüz başta olmak üzere diğer ilgili kurumlarımızda da bir tane bile meteoroloji mühendisi yoktur... Çünkü sel, don, dolu, kuraklık, vb. meteorolojik ve uçak, gemi, kimyasal, nükleer kazalar, vb gibi teknolojik afetler hala ülkemizde herhangi bir kuruluşun sorumluluğu altında ve mevzuat kapsamında değildir. Böylece, aradan 18 yıl geçmesine rağmen bu tür afetlere karşı yine hazır değiliz!Sonuç olarak hayatımızı, “Avrupa’da beşinciyiz, ucuz atlattık” gibi sözlerle bizi kandırdıklarını sananlara nasıl da kandığımızı göstermek için rol yaparak geçiriyoruz... Böylece yaz mevsimine resmen girdiğimiz bugünde, (yıllardır bilim ve liyakati es geçip sıcak hava dalgalarını da afet saymadığımıza göre) hep beraber “İnşallah bu yaz mevsimini de çok ucuz ve birinciliklerle atlatırız!” diye dua etmekten de başka bir çaremiz yoktur! Unutulan, ‘17 Haziran Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü’ de kutlu olsun!
(21 Haziran 2004 tarihinde Hürriyet gazetesinde yayınlanmıştır)Canlı Yayın
Kâinatın tüm seslerine, renklerine, titreşimlerine Açık Radyo...
Ekolojiden siyasete, edebiyattan müziğe Açık Radyo'da haftanın öne çıkan gündemleri mail kutunuzda!
İletişim
Açık Medya Yayıncılık A.Ş.
Koltukçular Çıkmazı No 7 İç Kapı No 2
Tophane, Beyoğlu, İstanbul, TR-34425
Telefon: +90 212 343 4040
Faks: +90 212 232 3219
E-posta: [email protected]